24 Aralık 2012 Pazartesi

Ben Böyle Değildim..

İstanbul'a gittiğim zamanlardan birini hatırlıyorum, ablam "neyin var kuzum hiç gülmüyorsun,hiç bişi anlatmıyorsun artık" demişti.. Verdiğim cevap onu ne kadar şaşırtsa da beni anladığını hissettim.. "Büyüyorum" dedim.. Şimdi kendime soruyorum madem büyüdüm akıttığım bu göz yaşları olgun bir insana yakışırmı? Bu kadar parça parça olmak.. Bu kadar acı çekmek.. Çaresiz kalmak olgun bir insana göre değildir. Ben büyümüyorum ruhum yerlere yakın seviyelerde... Aksine küçülüyorum..Ben böyle değildim.. Ben gülerdim.. Ben güldürürdüm.. Şimdi kendimi bile tanıyamıyorken başkasının bana sen çok değişmissin demesine pekte şaşırmıyorum. Evet çok değiştim artık o konuşmaktan yorulmayan Burcu değilim.. İstesem de olmuyor çünkü.. Yapamıyorum. En kötüsü de rol yapmak, zorla gülmek...
Ben böyle değildim Gözyaşlarımla bu kadar içli dışlı değildim. Bu kadar yıpratmazdım. Bu kadar yıpranmazdım.. Ağlardım geçerdi gülüşümden kaybetmezdim.. Eksildikçe eksiliyorum. Yaşadığım yerin kasveti bütün bedenime hükmedemezdi. Dizlerimin üstüne çöktüğüm an değiştim. Gücümü yitirdiğim an değiştim.. Canım yandığı an değiştim. Kendim dışında kimseye zarar vermediğimin farkında olmama rağmen bunun aksine birşey yapamadığımı farkettiğim de soğudum kendimden. Yorulduğumu hissettiğimde vazgeçtim gülmekten.
Ben böyle değildim anne dediğimde gözleri dolan bir anne görmek. Sürekli susan bir evlat gördüğünde başka bir yerde ağlayan bir anne.. Şuan farkettim de kendim dışında zarar verdiğim insanlar da varmış.. Ailem... En iyi dostummuş aslında.. Beni en çok düşünen benim için yaş akıtan birer örnek.. Birileri böyle olacağımdan söz etseydi zerre inanmazdım. Dedim ya ben böyle değildim...
http://www.youtube.com/watch?v=9x2HtltdDSE

23 Aralık 2012 Pazar

Geri Dönüş

Uzun bir aradan sonra tekrar yazmaya karar vermemin sebebidir yalnız olmam.. Yazmaya başladığımda eğlenceli şeyler yazmayı umuyordum. Tabi ozamanlar İstanbuldaydım.Şimdi yaşadığım yer değişik,yaşadığım insanlar değişik. belki ben bile değişiğim.. Ama değişiksem bu benim değil benim değişmeme sebep olanların suçu. Bu yerde yalnız olmaya tahammülüm yok. Ve beni yalnız bırakan herkesten nefret ediyorum.Burada ki tuhaf insanlardan nefret ediyorum. Bir gün iyi bir gün kötü dengesiz, iki yüzlü insanlardan. Önce çok güzel zamanlar geçirmemi sağlayıp,hoşuna giden başka birini görünce 360 derece dönen insanlar bunlar. Okadar farkındayım kı aslında durumun ama onlardan nefret bıle edemıyorum. Evet yalan söyledim nefret falan etmiyorum.Edemiyorum nedendir bilmem ortak soluduğumuz oksiyen, yeri geldiğinde ağladığınız omuz olmuş insanlardan kopamıyorum. Anlamsız olduğunu bilsemde bunu yapmam için bi sebep göremiyorum.
Gerçekten çok zor günler geçiriyorum burada oyüzden size tavsiyemdir bırakın yaşıyacağınız insanlara başkaları kara versin. Siz seçince illa ki bi bokluk çıkar. Her zaman mutlu olunmaz bilirim, ama benımkı çok kısa surdu sankı.. E elden gelen bişi var mı? Yok elbet çunku gucumun yettıgı kadar savaştım bir şeyleri kaybetmemek için. Olmuyorsa zorlamamk gerek. Bende bıraktım ipin ucunu kım cekerse çeksin. Velhasıl kelam bu yalnızlığıma çare olarak blogger a geri dönme kararı aldım en azından kendı kendımı rahatlatabilirim.. Birilerine dert anlatmaktansa..Diyeceklerim şimdilik bu kadar.

Üşü


O kadar saklısın ki,kendine bile.Bir ışık yaksan,bir kapı aralasan..Seni çözmek istedikçe boğuluyorum içinde,sözler hep kilitleniyor..Konuşamıyoruz bile. Korkuyorum söylemeye,söylemek istediklerimi duymazsın diye.Hani avazın çıktığı kadar bagırmak istersin ya içinde kalır hep,hani gece gelen karabasaniçöker ya gırtlağına nefesini keser haykıramazsın..
Haykıramazsam,haykırdıklarımı duyuramazsam sama?
O kadar kapalısın ki içine sakladıklarını açmak onlarla yüzleşmek ne bileyiim,hissettiklerini bilmek istiyorum acı vereceksede versın ,yeterkı bitsin bu sessizlik..Her gece içimle girdiğim savaştan bir sabah galip uyanmak istiyorum..Artık seni istemiyorum.. Galip olmak, ben olmak ,istiyorum.Anlamıyorsun eminim hiç bi zaman anlamadın çünkü..İnsan kendini ne derece pasif hissedebilir? Ne derece nötr?... En dibindeyimen alt tabakada..
İstiyorum ki,üşü... İstiyorum ki giydiğin hiç bir lacivert kazak ısıtmasın seni.. Isınma...Hep üşü..
Beni ısıtmayan o bedenin asla başkasını ısıtmasın.Hepsi bu.

Başka Hayat


İnsan ne zaman ölür.. Ben çok sık ölür dirilirim. En ufak bi hata bile yaşamamam için bi sebep olabilir. Ama gerçek anlamda insan , unutulduğunda ölür. Onu hatırlayacak kımsesı kalmadığında. Sevdiği insanların bile bazen düşünmeden canını yaktığı an ölür. Değer verdiği herkesten zarar gördüğü an ölür. Yaşadıgı kocaman şehirde onu anlayan kimse yoksa o zaman ölür. Dostlarını yitirdiğinde, ağlayacak omuz bulamadıgında ölür.. Evet artık yalnızım dedıgı anda ölür.. ve bunların hepsini bi anda yaşar hem ruhu ölür hem bedeni.. Gülüşlerim saflığını yitirdiğinde bedenimin soğuduğunu hissetmiştim. Bir daha asla ısınamam dediğim anda bir kurtuluş yolu olan konuşmamı devreye sokmama rağmen sadece 2 gün yaşayabildim. Şimdi bize ne lan bundan diyebilecek arkadaşlar tanıyorum. Eğer lisedeyseniz gerçekten lise çok daha farklı bu zamana kadar herkes lise de ki arkadaşlarını aramayacaksın diye üniversite aşkımı nirvanaya kadar ulaştırmışlardı. Herkes “üniversiteye hayatı çok başkadır” derken kimse ya böyle olmazsa diye düşünmemistir eminim. Evet üniversite hayatı çok çok başka inanın daha acımasız. Defalarca dost zannedip derdini anlatıp omzunda ağladığın insanı bir sonraki gün göremezsin bile.. Herkes daha kolay kalp kırar. Bazen nefes almanıza engel olan kelimeler,hakaretler duysanız da sesiniz çıkmaz çünkü üniversite hayatı çok başka. Ciddi anlamda kendinizden başka dostunuz yoktur. Kime neden güveneceğinizi bilemezsiniz. He bunun istisnaları yok mudur? Vardır elbet. Herkes bu yola hayatım güzel olacak diye çıkar ya zaten. Ben kötü olan kısmını yaşadım hala yaşıyorum. 1 sene önceye kadar şehir dışında okuyacağım diye kendimi yırtarken şimdi keşke evimde olsam diye yırtıyorum kendimi. Bir de birlikte olduğun insanlar var. Hiç bi zaman kırmak istemeyeceğiniz insanları bile kırarsınız ama onlar sizi daha çok incittiği içindir bu. Sakın üzülmeyin kırıldı diye. Çünkü o asla sizin gibi merhametli olmayacak. Yeni biri girdiğinde hayatına yeni dostlar edindiğinde sizi hatırlamayacak bile.. yalnız kalacaksınız, ağlayacaksınız. Aileniniz olduğu yeri özleyeceksiniz,yaşadığınız yerden nefret edeceksiniz. Bir başka ihtimalde var tabi ki çok güzel yaşanabilir üniversite hayatı yaşayanlar yok mu? Var hem de bir sürü. Hem de en yakınınızdaki insanlar. En kötüsü de bu ya sen acı çekerken üzülürken onlar hallerinden gayet memnunlar. Siz umurlarında bile değilsiniz. Olmanız için de bi sebep yok aslında. Defalarca kaybetmemek için konuştuğunuz insanlar olacak. Bak bu bundan sebep böyle oldu diye gerçek bir dost olabileceğini düşündüğünüz insanlara yeri geldiğinde yalvaracaksınız. Bir şeyleri düzeltmek için çabalayacaksınız. Yanlış şeyler yapacaksınız. Ama elde ettiğiniz hiçbir şey olmayacak. Bu yazdıklarım öğüt değil de bir bakıma kendime terapi. Konuşacak kimsenin kalmadığının kanıtı. Yalnızlığın daniskası. Gözyaşının alası.. Sonuç ? kocaman bir hiç..